Konu malum, kurdaki hareketlilik büyüklüğünden bağımsız tüm şirketlerde kriz planlarını devreye soktu. Erteleme, öteleme, durdurma, küçülme senaryoları raflardan indi. Ya uygulanmak üzere ya da çoktan uygulanmaya başlandı.
Yakın çalıştığımız yöneticiler ve özellikle insan kaynakları profesyonelleri ile önlemlerin etkilerini de birlikte masaya yatırdığımız bir dönemden geçiyoruz. Haklı olarak özellikle çalışanlarda oluşan panik ve negatif havanın yansımaları karşısında yapılması gerekenler de işimizin önemli bir parçası. Bir de üzerine kurumsal itibar meselesi eklenince süreç tadından yenmez oluyor.
İlk içgüdümüz doğal olarak “evi” korumak. Ve ancak geleceğin liderliği samimiyet, özgünlük ve iş birliği üzerine kuruluyor. Dolayısıyla işimizin “insan” tarafını hep beraber hatırlayalım:
Neler Yapılabilir?
- Tecrübeli yöneticilerin ekiplerine deneyim aktarımları ve öngörülerini paylaşmaları bu aralar altın değerinde.
- Çalışma arkadaşlarınızın öneri ve fikirlerine kulak vermek, çözümün parçası kılmak ise çok kıymetli.
- Açıklık ve şeffaflık olmazsa olmazımız. Kararlardan mümkün olan en hızlı şekilde haberdar olmaları kritik önem taşıyor.
- Özellikle dijital medyada sektörünüz, kurum ve markalarınızla ilgili haberlerin ve yorumların her zamankinden daha sıkı bir şekilde takipçisi olmak gerekiyor.
- Yanlış/eksik haberlerin yayılmasına izin vermemeniz çok önemli. Günün sonunda dijital itibarınız arama motoru sonuçlarında şekilleniyor.
- Sahip olduğunuz sosyal medya hesapları, kurumsal blog ya da bültenlerinizi mevcut şartlar üzerinden içerik güncellemeleri yaparak kullanmak iletişimin devamlılığı için en kolay yol.
- Son olarak kurumsal itibarı bir araya getiren pek çok faktör var: Bugün attığınız adımların önümüzdeki yıllarda nasıl algılanacağınız ve hatırlanacağınız üzerindeki etkisini hafife almamak elzem.